DOLAR 32,3370 -0.09%
EURO 34,8845 0.15%
ALTIN 2.393,82-0,11
BITCOIN %
Hatay
12°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

YILIN İŞ ADAMI: SERDAR ÖZYURT

YILIN İŞ ADAMI: SERDAR ÖZYURT

ABONE OL
25 Mart 2022 14:47
YILIN İŞ ADAMI: SERDAR ÖZYURT
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İstiklal ve İstikbalimiz için gururla yerli, gururla milli bir duruşla çalışmalar yapan uzun zamandır Hatay’da yaptığı çalışmalarla adından sıkça söz edilen Özyurt Silah Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Özyurt, Belen’de yatırım yapmaya hazırlanıyor.

Yatırımın bir yıl içinde üretime dönüşeceğini söyleyen Serdar Özyurt, Belen Kıcı Mevkiine kurulacak mühimmat fabrikası 88 dönüm alan üzerinde inşa edileceğini söyledi.

Özyurt, yatırımın yüzde yüz yerli üretim ile yapılacağını da ayrıca vurguladı.

İşte detaylar;

Serdar Özyurt kimdir?

1984 yılında Hatay’ın Antakya ilçesi Karlısu Mahallesinde doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Hatay’da, yükseköğrenimimi ise Moğolistan milli üniversitesinde Filoloji bölümünü okuyarak tamamladım.

2013 yılı itibarı ile dünya çapında uluslararası düzeyde başta ülkemiz, dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçları doğrultusunda silah ve mühimmat tedariği konusunda çalışmaya başladım. Bu bağlamda halen dost ve müttefik ülkelerin ordularının ihtiyaçlarını karşılamaktayız.

Ülkemizin savunma sanayisi ne kadar güçlü olursa bağımsızlığı da o ölçüde güçlü olacağına inanıyorum.  Bu bağlamda Özyurt ailesi olarak ülkemizin ihtiyaçları doğrultusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Evli ve üç çocuk babası olup, iyi derecede İngilizce ve Moğolca bilmekteyim.

Hatay size ne ifade ediyor?

Hatay benim için bir sevda. Doğduğum, büyüdüğüm yer. Hatay benim için çocukluğum, gençliğim demek. Akdeniz’in incisi dayanışmanın ve kardeşliğin şehri, kültürün, turizmin, tarımın, sanayinin, barışın ve huzurun öncüsü Hatay’ımız, bölgenin lideri olacak potansiyele sahiptir.

Habib-İ Neccar’ın, Davudi Antaki’nin, Beyazıt Bestami’nin, Ahmet Kuseyri’nin, Hz. Hızır’ın, Tayfur Sökmen’in memleketi Hatay’ımız, bize üzerinde yaşamış nice nice gönül sultanlarının emanetidir. Hatay benim için bir sevda ve Hasret anlamını taşıyor. Çünkü ben genç yaşta Hatay’dan ayrılmak zorunda kaldım o yüzden Hatay’a doğduğum topraklara hasret olarak büyüdüm ve bir vefa borcum olduğunu hissettim. 

Hatay sevdalısı biri olarak, Hatay’ımızı hak ettiği yere getirmek hemşerilerimize de layık olduğu hizmeti kazandırmak konusunda kararlıyım. Birlikte sadece bölgenin değil, Türkiye’nin yıldızı olabilecek bir yatırımla inşallah bir tesis kuracağım.

Son zamanlarda Hatay’da yaptığınız sosyal sorumluluk projeleri ile adınızdan sıkça bahsediliyor. Hedefiniz nedir?

Biz Hatay’da iki hareket başlattık. Birincisi iyilik hareketi. Hatay, Suriye’deki savaştan dolayı çok göç aldı ve halkın alım gücü azaldı. Nüfus aldığı göçle birlikte hızla arttı. Suriye’deki savaşın Türkiye’de en çok etkilediği yer Hatay’dır. Bunun için yardıma muhtaç ailelere ulaşıp gıda ve giysi yardımı yaptım. Binlerce eve ulaşmaya çalıştım. Buradaki amacım bu yardımların ardından Hataylı diğer işadamlarının da bu zincire girerek halka oluşturmalarını sağlamaktı. Bunda da öncü olduğum için çok mutluyum.

İkincisi ise yatırım hareketi. İyilik hareketinde olduğu gibi yatırım hareketinde de ilk adımı ben attım. Bu bağlamda Belen Kıcı bölgesinde 88 dönüm bir arazi satın aldım. Burada bir mermi fabrikası kuracağım. Bin kişi istihdam edecek. Bu bölgedeki işsizlik oranını da azaltmış olacak. Bu Hatay’ın tanıtımı için de önemli bir yer tutacak. Daha öncede belirtmiştim. Hatay sadece gastronomi ile değil savunma sanayinin de önemli bir yere sahip olacak. Ve uluslararası alanda da Hatay’ın önemi anlaşılacak. Bu iki hareketin de öncülüğünü ben yapıyorum ve yapmaya da devam edeceğim.

Özyurt Silah Sanayi olarak faaliyet alanlarınızdan bahseder misiniz?

Sektöre hep ilgi duymuştum. Savunma Sanayi yükselen ve her ülkenin gündeminde olan bir sektördü. 2013 yıllından bu yana sektörde çalışmalar yapıyorum. Dost ve müttefik ülkelere silah ve mühimmat tedarikini yapmaktayım. Son yıllarda ülkemize uygulanan açık ve gizli silah ambargolarından dolayı yıllardır tedariğini yaptığımız silah ve mühimmatları ülkemizin ihtiyaçlarına daha iyi cevap verebilmek adına teknolojisi ve patentleri tamamen tarafımıza ait olan silahları üretmek üzere Özyurt Silah Sanayi fabrikamızı 2020 yıllında kurduk. İstanbul Silivri’de bulunan silah fabrikamızda tamamen yerli ve milli olarak 7 adet silahımız Dost ve Müttefik ülkelerin envanterine girmek üzere hazırdır. İlk silahımızı da Asi 21 adıyla ürettik.

İstanbul’da bulunan silah fabrikanızı ele alacak olursak İstihdam alanında da ciddi bir sayıdan söz etmek gerekiyor sanırım. Siz bu konuda neler söylemek ister siniz?

İstanbul’da kurduğumuz silah fabrikamızda şuanda 120 yakın bir personelimiz bulunuyor. İlerleyen zamanlarda fabrikamızda 500 kişilik istihdamı hedefliyoruz.  Yanı sıra bir de mühimmat fabrikası kurmayı istiyorduk. Çok farklı illerden teklif geldi. Ancak ben Hataylı olmam dolayısıyla bu yatırımı kendi memleketimize yapmayı istedik. Bu çerçevede arazi arayışımız vardı. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımız Lütfü Savaş ve Belen Belediye Başkanımız İbrahim Gül bizlere çok yardımcı oldu. Belen’de 88 dönümlük bir araziyi satın aldık. 1 ay içinde de inşaata başlayacağız. 6 ay gibi bir süreçte inşaatı tamamladıktan sonra da faaliyete başlayacağız. Gerekli makinelerin de siparişini verdik. 1000 personel istihdam edeceğimiz fabrikamıza Hatay’ın her bölgesinden vatandaşımızı alacağız. Hatay’da 2010 yılından bu yana büyük sıkıntılar vardı. Biz de bunun bilincindeydik. Bu sebeple Hatay’a yatırım yapma kararı aldık.

Kısa süre önce müjdesini verdiğiniz Hatay’da kurulacak Mermi fabrikasında son gelişmeler nedir, somut adımlar atıldı mı?

Yaklaşık 25-30 ülkeye silah mühimmat ihracatımız var. Belen’de kurulacak olan mühimmat fabrikası 9/19 kalibre ve 5/56 kalibre olmak üzere iki çeşit olacak. Bu mermi fabrikasının aylık kapasitesi 10 milyon 9’19, 10 milyon 5,56 olacak. Bölgenin en büyük mühimmat fabrikası olacak. Devletimizde bize kurabileceğimiz gereken izni verdi. Şu anda Hatay’a bölgenin, Ortadoğu’nun en büyük mermi fabrikasını kurmak için çalışmaya başladık. İnşallah fabrikamızın yerini bulduk, önümüzdeki haftalarda temelini atacağız. Belen Kıcı mevkii sınırları içerisinde bir arazi aldık. Yaklaşık 88 dönümlük alanda mühendis ve kadastro ile ilgilenen arkadaşlar çalışıyor. Daha önce yaptırdığımız projeyi alana uyarlıyoruz. Bir yıl içerisinde üretimlerimizin meyvelerini vereceğine inanıyorum. Neredeyse Türkiye’nin üstünde bir kapasitede bir fabrika olacak. İnşallah bu fabrikayı Hatay’a kazandırıyoruz, bu fabrika ile yaklaşık 1000 kişiye istihdamı sağlanacak, istihdam konusunda mağduruz. Hatay’ın bu yarasını elimizden geldiği karar tedavi edebilirsek ne mutlu bize yaklaşık bir yıl içerisinde fabrikada üretime başlayacağız. Yine bir yıla kadar da tüm alımlarımızı personel alımlarımızı tamamlayıp direk ihracata başlama durumuna geleceğiz. Hatay’da kuracağım mermi fabrikasına, 100’ü kalifiye nitelikli olmak üzere, 1000 personel almayı planladık. Alımda öncelik de Hataylılar için olacak. Mutfağı ile tanınan Hatay savunma sanayinde katkıları ile de tanınacak. Güzel bir yola çıktık. Hatay yatırımı hak ediyor.

Savunma sanayi noktasında hedefleriniz nedir? Sektörün sıkıntıları nelerdir?

Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde öncelikle bunu belirtmeliyim ki özellikle son 10 yılda Türkiye savunma sanayi alanında çağ atladı. Sektörün öncü gruplarından biri olarak bu yeterli mi derseniz. Tabii ki değil. Yeni projelerle ülkemizin envanterlerine yeni silahlar ve mühimmatlar katmaya devam edeceğiz. Hataya kuracağımız mermi fabrikası bölgenin en büyük mühimmat fabrikası özelliğini taşıyor. Ülke olarak savunma sanayi alanında ne kadar çok üretim yaparsak dışa bağımlığımız o kadar azalır. Ve savunma alanındaki bağımsızlık yolumuzda da en büyük adımı atmış oluruz.

Ülkemizde son yıllarda savunma sanayi anlamında önemli adımlar atarak önemli konuma geldi. Siz bu konu hakkında neler söyleyeceksiniz?

Sosyal devletlerin temel görevlerinden biri de ulus bütünlüğünün korunması ve ülke güvenliğinin sağlanmasıdır. Tehlikelere karşı devletler savunma stratejileri oluşturup bu doğrultuda savunma mekanizmaları üretirler. Bütün ülkelerin en temel amaçlarından biri ekonomilerini istikrarlı bir yapıya kavuşturarak ekonomik kalkınmalarını sağlayabilmektir. Savunma sanayi de ekonomik kalkınma üzerinde önemli etkiye sahiptir. Etrafımızdaki siyasi ve askeri çatışmalardan dolayı ülkemize dönük çeşitli riskler, tehlikeler, tehditler var. Bunlara karşı asil milletimizin egemenliği ve bağımsızlığını, cennet vatanımızın savunmasını yapabilmemiz için hazır olmamız, çalışmamız lazım. Savunma sanayi ekonomi içinde yer alan diğer sektörlerle güçlü bağlantıları olan bir sektördür. Bugün savunma sanayinde üstün olan ülkelerin birçoğunun teknolojik üstünlüğe sahip gelişmiş ülkelerden oluştuğunu görmekteyiz. Savunma sanayinin teknolojik alt yapının sağlam olması, en yeni ve ileri teknolojiler gerektirmesi, diğer sanayi sektörleri üzerindeki uyarıcı etkisini arttırmaktadır. Dolayısıyla savunma sanayi ülkelerin sahip olduğu gelişmişlik düzeyi ile yakından ilişkilidir. Uluslararası politikanın en önemli aktörleri konumunda bulunan devletlerin, ulusal güvenliklerini koruyabilmek ve dış politik hedeflerine ulaşabilmek için, modern silah sistemleriyle donatılmış olan bir silahlı kuvvetlere sahip olmaları gerekmektedir. Devletlerin ifade edilen şekilde bir silahlı kuvvetlere sahip olabilmeleri ise, büyük ölçüde milli imkân ve kabiliyetler çerçevesinde oluşturulan ve kendi kendine yetebilen bir ulusal savunma sanayinin kurulup geliştirilmesine bağlıdır. Zira günümüz dünyasında devletlerin, diğer devletler tarafından üretilen yeni silah sistemlerini edinmeleri ya da edinmeleri halinde bu sistemleri istedikleri şekilde kullanabilmeleri oldukça zordur. Bu durum uluslararası sistem içerisinde yer alan diğer tüm devletler açısından olduğu gibi, coğrafi olarak son derece kritik bir noktada bulunan ve bu sebepten ötürü sürekli bir biçimde önemli risk ve tehditlerle karşılaşmak zorunda kalan Türkiye açısından da geçerlidir.

Bu yıl dost ve müttefik olarak bildiğimiz ülkelerden yapılan yardımlar kapsamında verilen veya ücretini ödeyerek aldığımız silah ve teçhizatın ulusal çıkarlarımız için kullanılmasına gerek duyulmuştur.  Bazı ülkeler bir araya gelerek bu harp silah, araç ve gereçlerinin kullanımına yönelik önümüze engeller koymuşlardır. Her ne kadar uygulanan ambargolar belli bir süre sonra sona erdirilmiş olsa da son yıllarda kamuoyunu gündeminden hiç düşmeyen F-35 savaş uçakları projesinden çıkarılma gibi konularda- açık veya gizli olarak devam etmektedir.

Bu durumun yadsınamayacak en önemli olumlu sonucu; savunma ihtiyaçları özelinde, yurtdışından alınan tüm ileri teknoloji ürünü ürünlerde diğer ülkelere bağımlı duruma gelmenin sakıncalarını gözler önüne sermiş ve “kötü komşu insanı mal sahibi yapar” atasözünde ifade edildiği gibi, milli ve modern bir savunma sanayi altyapısının oluşturulmasına yönelik politikaların temelini oluşturmuştur. Sivil-asker, özel-kamu imkânlarımızı aktive ederek bugünkü hale geldik. Bugün şu anda bizim özel, kamu şirketlerimiz İHA yapıyor ve bunu ihraç ediyor. Bu noktaya geldik. 2002’de yüzde 20’lerde olan yerlilik ve millilik oranının yüzde 70’lere dayandık.

Özyurt Silah Sanayi olarak buna katkı sağladıysak ne mutlu. Her zaman ifade ettiğim gibi sözlerimi savunma sanayi noktasında yerli ve milli vurgusu yaparak bitirmek isterim.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r